Ülkemizde bir yılda yaklaşık 250 bin öğrencinin yabancı dil eğitimi için 300 ile 350 milyon TL arası harcama yaptığını belirten SEYEV Kurucusu Seda Yekeler, bu denli vakit ve nakit harcanmasına karşın ülkemizin 88 ülke arasında yapılan araştırmada 73’üncü sırada yer aldığını söyleyerek Türkiye’deki dil edinme konusundaki sorunları ve çözümlerini anlattı.

Türkiye’de ilk yabancı dil vakfı SEYEV’i kuran, bu konuda çok fazla çalışması bulunan ve dil bilmenin önemine vurgu yapan Seda Yekeler, Türkiye’nin yabancı dil edinmedeki son durumunu anlattı.

Türkiye’yi diğer ülkelerden olumlu ve olumsuz yönde ayıran özellikleri olduğunu söyleyen Yekeler, olumlu yönlerimizin başında dilimizde çok fazla ses olmasının geldiğini, bu nedenle de özellikle Avrupa dillerinin telaffuzunda çok avantajlı olduğumuzu ifade etti. Genel sorunumuzun başında eğitimin geldiğini sözlerine ekleyen Seda Yekeler, yabancı dil ediniminin de eğitim sorununun alt başlıklarından biri olduğunu belirtti.

‘’MERAK OLMAZSA BAŞARI DA OLMAZ’’

Yekeler konuyla ilgili şunları söyledi: ‘’Anadilinde okuduğunu anlama becerisini kazandıramadığımız, okuma ve araştırmayı bir macera ya da tutku düzeyinde aşılayamadığımız insanlarımıza dil edindirmeye çalışıyoruz. Dil ediniminde en büyük motivasyon iletişim kurmak ise, ikincisi de meraktır. Bilimsel gelişmeleri, kişisel zevklerimiz ya da hobilerimizle ilgili makaleleri ya da podcastleri merak eder, bizden başka insanların bizim karşılaştığımız zorlukları nasıl aştıklarını öğrenmek isteriz. Maalesef eğitim sistemimiz okula başladığında doğal olarak meraklı olan küçük çocuklarımızın merak etmelerini baskılıyor. Bence dil ediniminin önündeki en büyük engel bu. Merak öyle güçlü bir motivasyon kaynağı ki tüm zorlukları aşmanızı sağlar.

‘’OKUDUĞUMUZU ANLAMADA 72 ÜLKEDEN 50’NCİYİZ’’

Yekeler ‘’Yapılan araştırmalar gösteriyor ki toplum olarak okuduğumuzu anlamada çok gerilerdeyiz’’ dedi. Türkiye’nin, PISA testlerinde okuduğunu anlamada 72 ülke arasından 50’nci sırada yer aldığını ifade eden Yekeler ‘’Bu sorunu acilen çözmemiz gerekiyor. Bu bizim ikinci dildeki iletişimimizi de, toplum içi iletişimimizi de olumsuz yönde etkiliyor’’ dedi.

Praqada Azərbaycan Evi açılıb

Education First (Ana dili İngilizce olmayan 1.3 milyon kişi üzerinde yapılan İngilizce yeterlilik araştırması) bilgilerine göre bu konudaki yetersizliğimizi anlatan Seda Yekeler, ülkemizde bir yılda yaklaşık 200 ile 250 bin öğrencinin yabancı dil eğitimi için 300 ile 350 milyon TL arası harcama yaptığını belirtti. Yekeler, bu denli vakit ve nakit harcanmasına karşın 88 ülke arasında yapılan araştırmada ülkemizin 73’üncü sırada yer aldığını da sözlerine ekleyerek yabancı dil edinme konusunda dünyada ne kadar gerilerde olduğumuzun altını çizdi.

‘’DİL ÖĞRENİLECEK DEĞİL, EDİNİLECEK BİR UNSURDUR’’

Son sıralarda olmamızın sebebini ise tüm uzmanların sürekli aynı cümleyi kurmalarına bağlayan Seda Yekeler, ‘’Sürekli ‘Grammer yani dil bilgisi ağırlıklı eğitim veriliyor’ diyorlar. Ancak üzülerek belirtmeliyim ki tüm bu demeçleri verenlerin de halen yabancı dili bir ders gibi anlatmaya devam etmeleri. Öğrencilerin üzerinde ‘Dil bir ders değildir, öğrenilecek değil, edinilecek bir unsurdur’ algısını hala yaratamamalarıdır’’ diye ifade etti.

Dil edinimi konusunda kendi methodunu yaratan ve bu methotla daha pratik yabancı dil öğreten, ‘’Sen de Konuşabilirsin’’ adlı kitabı da olan Yekeler ‘’Ben aslında yabancı dil değil ikinci dil demeyi tercih ediyorum. Birinci dilimiz olan ana dilimizin yanına ikinci ve üçüncü dilleri eklememiz gerek’’ diye konuştu.