18:45 - Meeting of the Deputy Minister with the Rector of the Institute of Diplomatic Studies
17:08 - Tacikistan ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlıkları arasında siyasi istişareler
15:32 - Political consultations between the Ministries of Foreign Affairs of Tajikistan and Saudi Arabia
14:05 - AVUKAT MEHMET YILMAZ `DAN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI
13:57 - AVUKAT MAHMUT NEDİM KANKILIÇ`DAN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI
13:55 - Dışişleri Bakanı’nın ABD Senatörü ile görüşmesi
13:51 - AVUKAT SAKIP YAŞAR `DAN 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Eyüpsultan’daki Mihrişah Valide Sultan Eyüp İmareti Restorasyonu Açılış Törenine katıldı.
Törende konuşan Emine Erdoğan, yoğun bir pandemi gündeminden sonra, iki asrı aşkın süredir ayakta duran Mihrişah Valide Sultan İmaretinde yeniden bir araya geldiklerini söyledi.
Emine Erdoğan, “Kendini hayır işlerine adamış Mihrişah Valide Sultan’ı ve tüm ecdadımızı rahmetle yâd ediyorum. Arkalarında bıraktıkları eserler, hem bizlerin, hem de gelecek nesillerin yapması gerekenler için, yol göstericidir. Gelecek nesillere aktarılacak bu güzide eserin restorasyon çalışmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
İstanbul’un her köşesinin vakıf eserleriyle dolu olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, Anadolu’nun her yerinde camiler, yollar, köprüler, kervansaraylar, medreseler gibi nice eserlerin görüldüğünü vurguladı.
“HER BİR VAKIF ESERİ, İNCE FİKRİN VE GÖNÜL ZARAFETİNİN ÜRÜNÜDÜR”
Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Bunlar hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca Allah rızası gözetilerek yapılmış eserlerdir. İnsanın insana emanet olduğu bilincine sahip olduğumuzun ispatıdır. Medeniyet yolumuzun hiç sönmeyecek kandilleridir. Tüm bu eserleri meydana getiren saik, dinimizin bize emrettiği sadaka ve zekât ibadetidir. Vakıf medeniyetimiz bu şekilde inşa edilmiştir. Şunu da gururla söylemek istiyorum, bu medeniyetin izlerine başka hiçbir coğrafyada rastlamak mümkün değildir. Bu kadar çok vakıf eserinin varlığı, ‘hayırlı işleri yapmada birbirinizle yarışın’ ayetinin, ecdadımızca ne kadar iyi anlaşıldığının göstergesidir. Her bir vakıf eseri, yaşamın ucuna iğne oyası gibi işlenmiş, ince fikrin ve gönül zarafetinin ürünüdür.”
“Vakıflardaki çeşitliliğe ve verdikleri hizmetlere baktığımızda anlıyoruz ki, ecdadımız hayatın içindeki birçok ihtiyacı fark etmiştir” diyen Emine Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Yani hayatı yalnızca kendi eksenlerinde değil, başkalarını gözeterek yaşamışlardır. Kurulan vakıfların amaçlarına baktığımızda insan düşüncesinin inceliği karşısında şaşırıp kalıyoruz. Mesela hastalandığı ya da başka bir sebeple göçemeyen kuşlara bakmak için kurulan vakıflar var. Evlenmeyi kolaylaştırmak için çeyiz yapan vakıflar kurulmuş. Öğrenci okutmak, borç para vermek, ağaçları korumak, çevreyi güzelleştirmek gibi ihtiyaçları kendine amaç edinmiş nice vakıf var. İnsandan hayvana ve nebatata kadar, tüm yaratılmışın ihtiyacı ile hemhal olan bir anlayış, hayatın her alanına dokunmuştur. Bu medeniyet anlayışı, bize merhametin, iyiliğin ve güzelliğin, dünyayı nasıl başkalaştırabildiğini gösteriyor. Mesela, içinde bulunduğumuz şu güzide mekâna bakınca, bir iyilik tohumunun yüzyıllardır verdiği meyveyi görüyoruz. Sadece buradan, her gün, kayıtlı 3 bin 500 kişiye, sefertasıyla 3 çeşit sıcak yemek dağıtılıyor. Yine kayıtlı 2023 aileye aylık olarak erzak kolisi veriliyor. Ayrıca günlük 40 kurban kesim kapasitesiyle, hayırseverlere kapılarını açıyor.”
“VAKIFLAR ELİNDE OLANI PAYLAŞMAK İSTEYEN HERKESİN ÇABASIYLA OLUŞMUŞ KURUMLARDIR”
Emine Erdoğan, Kurban Bayramı vesilesiyle herkesin bir hayır halkasının parçası olabileceğine dikkati çekerek, “Her ne kadar bu vakıf eserleri padişahlar ya da valide sultanlarla anılsa da, vakıflar elinde olanı paylaşmak isteyen herkesin çabasıyla oluşmuş kurumlardır” dedi.
Paylaşmak için gönül zenginliğinin esas olduğunun altını çizen Emine Erdoğan, vakıf kurmada kadınların başı çeken ve toplum menfaati noktasında büyük katkılar sunan öncü bir rolü olduğuna dikkati çekti.
Emine Erdoğan, şöyle konuştu:
“Camiler, medreseler, darüşşifalar, kadınların bilhassa sağlık, din ve kültür konularında çok aktif rol aldıklarını anlatıyor bizlere. Bu gayretin, yüksek empati duygusunun ve diğerkâmlığın bir ifadesi olduğunu düşünüyorum. İyi, sağlıklı ve topluma faydalı insan yetiştirmek amaç olmuş. İnsana her anlamda yatırım yaparak, medeniyet merdiveninin üst basamaklarında duracak bir toplum geleceği kurmak için ter dökülmüş. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, kadınların dönüştürücü gücü yeni bir söylem değil, uzun bir tarihe yayılan tecrübemizdir. Yani, sivil toplum bizler için yeni keşfedilmiş bir alan değildir. Türkiye olarak bu kadar güçlü bir sivil topluma sahip olmamızın, insani yardım noktasında dünyada en ön sıralarda yer almamızın arkasındaki şuur, işte budur.”
“DÜNYAYI DURMA NOKTASINA GETİREN SALGIN GÜNLERİNDE, BİR VE BERABER OLMANIN ŞİFASINI YENİDEN HİSSETTİK”
Emine Erdoğan, çok kısa bir zaman öncesine kadar hiç kimsenin, içinden geçilen zorlu pandemi sürecini tahmin dahi edemeyeceğine dikkati çekerek, “Fakat milletçe birbirimize kenetlendik ve dünyadaki en güzel dayanışma örneklerinden birini gösterdik. Dünyayı bir anda durma noktasına getiren salgın günlerinde, bir ve beraber olmanın şifasını yeniden hissettik. Yaşlılarımızı, engelli bireylerimizi, darda kalanlarımızı her şeyin üzerinde tuttuk. Bu felaket karşında bocalamadık çünkü asırlarca tatbik edildiğini bildiğimiz bir insaniyet bakiyemiz vardı. Hatta bunu tıbbi yardımlar çerçevesinde tüm dünyayla da paylaştık. Tabi şunu hiç unutmamalıyız, bu mirasın bugün dahi dipdiri olması, yarına da aynı şekilde aktarılabileceğinin garantisi değildir. Gelecek nesillerin de, bu mirastan yararlanması bizim çabamıza bağlı. Vakıf kültürünün yaşatılması, öğretilmesi ve bilhassa gençler arasında yaygınlaştırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Hayat denen şu bir mevsimlik durakta, bize verilen nefes tükendiğinde amel defterlerimiz de kapanmış olacak” diyen Emine Erdoğan, “Fakat vakıf bilinciyle yaptırılan ve biz göçüp gittikten sonra da sayısız insanın istifade edeceği bu eserler, sadaka-i cariyemiz olacaktır inşallah. Sözlerime son verirken, yaklaşan Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Kurban ibadetinin ruhuna uygun bir yakınlaşma ve manevi olgunlaşmaya vesile olmasını diliyorum. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Emine Erdoğan’a hediye takdim etti.
Emine Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Eyüp İmareti açılışını; Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ve eşi Pervin Ersoy, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve eşi Hatice Nur Yerlikaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti Grup Başkanvekili ve Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ve İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı’nın da katılımıyla kurdele keserek gerçekleştirdi.
Emine Erdoğan, daha sonra İstanbul’un en eski aşevi olarak hizmet veren Eyüp İmaretinin yemekhane bölümünde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve eşi Pervin Ersoy’la ihtiyaç sahipleri vatandaşlara yemek dağıttı. Yemek dağıtımı sırasında vatandaşlara “şifa olsun” diyerek, sefertaslarına yemek servis eden Emine Erdoğan, vatandaşlarla sohbet etti ve onların sorunlarını dinledi. Eyüp İmaretini de gezen Emine Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy’dan bilgi aldı.
Mihrişah Valide Sultan Türbesini de ziyaret eden Emine Erdoğan, türbede dua etti ve ardından Valide Sultan sandukasına Olgunlaşma Enstitüsü tarafından hazırlanan puşideyi yerleştirdi.
Emine Erdoğan imarethanenin bahçesindeki yazar Yüksel Şule Şenler’in kabrini de ziyaret ederek dua etti.
KAYNAK:www.tccb.gov.tr
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.