10:20 - Meeting of the Deputy Minister with the Secretary General of the Organization of Islamic Cooperation
03:07 - Bakan Yardımcısının İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri ile görüşmesi
23:03 - Tacikistan ile Almanya arasında siyasi istişareler
22:17 - Birleşik Rusya, sambo’yu zorunlu beden eğitimi dersi haline getirmeyi teklif ediyor
22:15 - Political сonsultations between Tajikistan and Germany
15:46 - В ХМАО «Единая Россия» организовала для школьников экскурсию в центр социальной помощи
PROF.DR.H.TAMER DODURKA’’ÇEVRE SAĞLIĞI TEDBİRLERİ ALINMAZSA VİRÜSLE MÜCADELEDE BÜYÜK BEDELLER ÖDEYECEĞİZ’’
Covid-19 vakalarının arttığı bugünlerde İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.H.Tamer Dodurka uyardı: ’’Soğuk havayla bazı illerimizde korona virüsle mücadele zorlaşacak.’’
Birçok ilimizde Mahalli Çevre Kurulu kararlarıyla ısınma amaçlı kömür kullanımı yasaklanmışken bazı illerimizde ise kamu binaları dahil kömür kullanımına halen devam ediliyor. Soğuk havaların bastırmasıyla bu kullanım daha da fazlalaşacak diyen Prof.Dr.H.Tamer Dodurka konuyla ilgili şunları söyledi:’’ Kömür kaynakları bakımından özellikle bazı yörelerimiz zengin. Bu kaynakları işleten kömür (linyit) sektörünün kentlerde kömür kullanımı konusunda talepleri mevcut. Bu talebe kömüre dayalı termik santralleri de dahil edebiliriz. Oysa “Mevcut kaynakları ekonomiye kazandırmak” gibi aslında sağlık ekonomisi açısından bize çok daha ağır bir bedel ödeten bu anlayıştan özellikle bu günlerde vazgeçmemiz gerekiyor’’ diye belirtti.
KORONA SALGINI KÖMÜRDEN KAYNAKLANAN HAVA KİRLİLİĞİNİN ÖLÜMCÜL RİSKLERİNİ DAHA DA ARTTIRDI
“Dumanlarıyla doğrudan bir zehir sayılan kömürün kentlerde kullanımı gelişmiş ülkelerde tamamen terk edildi” diyen İstanbul Rumeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.H.Tamer Dodurka sözlerine şöyle devam etti: ’’Ekonomisi kötü bazı ülkeler gerek ısınma amaçlı gerekse de enerji üretimi amaçlı olarak vatandaşın olumsuz etkilenmesini göze almak zorunda kalıyorlar. Ama kısa vadede ülke ekonomisine getirdiği para zaman içerisinde kaybedilen insan sağlığı için fazlasıyla harcanıyor. Bu olumsuz etkiler arasında astım ve KOAH başta olmak üzere kronik akciğer hastalıkları, kalp-damar hastalıkları ve kanseri sayıyorduk. Ancak korona salgını, kömürden kaynaklanan hava kirliliğinin ölümcül risklerini daha da arttırdı. Yurt dışında yapılan çeşitli araştırmalar korona virüs ölümleri ile hava kirliliği arasında doğru bir orantı olduğunu, kirlilik artışıyla ölüm oranlarının da arttığını ortaya koydu. Örnek vermek gerekirse, Harvard Üniversitesi’nde yapılan araştırmada hava kirliliği fazla olan yerleşim yerlerinde, virüs vakalarının yüksek olduğu, kirli havaya uzun süre maruz kalmanın korona ölüm oranını %11 arttırdığı saptandı. Türkiye’de kamuoyu ile paylaşılan böyle bir araştırma yok ama Covid 19’un, gerek sanayi gerekse de bina bacalarından çıkan dumanın az olduğu kırsal yerleşim yerlerinde daha düşük seyretmesine ilişkin gözlemler bu araştırma sonuçlarıyla uyumludur’’ açıklamalarında bulundu.
KÖMÜR KULLANIMI TERK EDİP ALTERNATİF YAKITLARA GEÇİLMELİ
Covid 19 salgınıyla birlikte kentlerde ısınma amaçlı kömür kullanımının terk edilip alternatif yakıtlara geçilmesinin öneminin daha da arttığının altını çizen Prof.Dr.H.Tamer Dodurka sözlerini şöyle bitirdi: ‘’Korona virüsün kirli hava koşullarındaki ölümcül etkileri göz önüne alınarak, alternatif yakıtlara henüz geçmeyen kentlerimizde, il mahalli çevre kurullarının bir an önce kamu binalarında, sonra büyük siteler ve ardından diğer binalarda kömür kullanımını yasaklamaları insan ve çevre sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.
Maalesef bazı illerimizde ısınmadan kaynaklı hava kirliliğini önleme eylem planlarında, gerekli dönüşümün yapılması için kamu kurum binalarına oldukça uzun (4-5 yıl) süre verilmekte, diğer binalar ise plana dahil bile edilmemektedir. Korona ve benzeri hastalıklarla mücadele sadece sağlık çalışanlarımızın omzuna yüklenecek bir konu değildir. Bunlarla topyekûn mücadelede “Tek Sağlık” başlığı altında yer alan ‘’Çevre Sağlığı” tedbirleri alınmazsa virüslerle mücadeleye büyük bedeller ödeyeceğimiz unutulmamalıdır.’’
İstanbul Rumeli Üniversitesi Hakkında:
İstanbul Rumeli Üniversitesi, 23 Nisan 2015 tarihinde İstanbul’da kurulan bir vakıf üniversitesidir. Çağdaş ve evrensel düşünce yapısına sahip olan, vatan sevgisi ve milli değerlerin kıymetini iyi bilen Rumeli Felsefesi doğrultusunda yetiştirdiği ve toplumun ihtiyacı olan bilim insanlarını ülkeye kazandırmak; bilgili, çağdaş, donanımlı, deneyimli, topluma yararlı, araştırmacı gençler yetiştirmeyi hedefleyen bir yüksek eğitim kurumu olmak amacını taşımaktadır. İstanbul Rumeli Üniversitesi 2020-2021 eğitim öğretim yılında Silivri, Haliç ve Bostancı Yerleşkelerinde 5 Fakültede 18 Bölüm, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna bağlı 16 Program, Meslek Yüksekokuluna bağlı 10 Program, Lisansüstü Eğitim Enstitüsüne bağlı 10 bölümde eğitim vermektedir. 2021- 2022 eğitim öğretim yılında Tıp Fakültesi ve Hukuk Fakültesi’nin açılması planlanmaktadır.
Detaylı bilgi ve görsel malzeme için DLR / Teni Tapık Çimen- 0506 973 62 24
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.